Fazla erkekler, fazlasını isteyen kadınlar, komşular... Plazaların oksijen vakitleri, otobanların çiçekleri, ailelere mahsus adım sürüyüşleri... Gökyüzünden yağan kapılar, kendi bahçemizde biten beterotları... Şehre inen ve zaten şehirdeki yabaniler... Büyüyen bir çukur, nükseden bir ağrı, yükselen bir alarm. İyi, kötü, beter...
Pınar Öğünç kendi içinin mutfağına geçiyor, kıvamlı öyküler hazırlıyor... Zamanı yakalıyor, anlıyor, hünerli bir dille anlatıyor.
Beterotu, gün ...