"Kötü dediler bana, kötü kötü kötü... İçimde nasıl bir prenses vardı
oysa, böyle saçları sırma, gözleri menekşeli, kıpır kıpır kirpikleri
kaşlarına değen, danteller işleyen dünyaya, tertemiz sarayı,
mutfağında kaynayan hep bir tencere çorba, bahçesinde ayrık
otlarından eser yok, şebboylar, şakayıklar, leylaklar, en kötü ihtimalle
cam güzelleri, işinde gücünde, kendi halinde, gerektikçe iyilik peşinde
koşan bir prenses, ve daha da gerekirse iyilik meleği, şaşakaldım< ...