“Bütün umudu doğduğu yere, Edremit’e kavuşmaktı. Otuz yıl içinde bir an bile umudunu kesmedi. ‘Öldükten sonra dirileceğime nasıl inanıyorsam, öyle inanıyorum; elli yıl tutsaklıktan sonra da ülkeme kavuşacağıma öyle inanıyorum!’ derdi. En ünlü, en tanınmış Türk gemicilerdendi. Daha yirmi yaşındayken, Tarık Boğazı’nı geçmiş, poyraza doğru haftalarca, aylarca, kenar kıyı görmeden gitmiş; rast geldiği ıssız adalardan vergiler almış, irili ufaklı donanmaları tek başına hafif gemisiyle yenmişti. O zam ...