“Evet, bir de şu “garip” kelimesi vardı. Daha önce kırk yılda bir bile kullanmazdı bu kelimeyi. Öğretmenlik yaptığı yıllarda bir şiir akımının adı olduğu için mecburen telaffuz ederdi ama emekliliğinden sonra yüzüne bile bakmamıştı. “Kimsesiz” manasına gelen “garip” yerine “zavallı” kelimesini tercih ederdi, öteki manadaki “garip” gerçek hayatta işe yaramayan fuzuli bir kelimeydi. Şimdi ise sanki kaybolan yıllarının acısını çıkarmak istercesine her taşın altından çıkıp duruyordu.”
Tanrı’n ...